esin 1 yaşındaa

esin 1 yaşındaa

ONLARA GÖSTERİN

Çocukları yetiştirken....

-doğruları söyletin

-Canı istemediği için çalışmadığında elektrikler kesikti
dememesini öğretin

Sorumluluk almayı öğretin.
Sadece kendi üzerine düşeni yapıp kenara çekilmemesi
gerektiğini; her zaman her yerde herşeyden sorumlu olduğunu öğretin.
Birini ezmeden de yukarılara çıkabileceğini hatta bazen
yukarılar denilen şeyin çıkılmasada olur bir yer olduğunu öğretin.
İlla birini örnek alsın diyorsanız Mustafa Kemal'i öğretin.

kızlarınızı iyi yetiştirin

kendi kendilerine yetmeyi öğretin

Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin. Evden çıkar çıkmaz
ilk köşede eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin.
İstediğini giymeyi öğretin . İnsanın ahlakının sadece kendi
beyninde olduğunu öğretin.
Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını öğretin. Kıskanılmanın
güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin.
Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz, şunu bunu giydirmez diyen adamla gurur duymamayı bunun aslında kendine hakaret olduğunu öğretin. Arayıp neredesin ; kiminlesin vs. diyen adama seni tanımadan önce nasıl
davranacağımı bilmiyor muydum haddini bil demeyi öğretin.
Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin.
Erkeklerle sadece arkadaş olunabileceğini çünkü onlarında sadece
insan olduklarını öğretin.

Oğullarınızı iyi yetiştirin .

karşı cinse saygı duymayı öğretin

Gece yarısı evine dönen kadının aranmadığını öğretin.

bir kadının omzuna arkadaş olarakta yaslanabilineceğ ini öğretin

Dokunmaktan korkmamasını öğretin.
Sevmenin değer verme olduğunu öğretin.
Sahip çıkmayla sahibi olmanın farklı olduğunu öğretin. Bütün
gençliğini birileriyle beraber olmaya çalışarak geçirdikten sonra kimseyle
beraber olmamış birini bulup evlenmeye çalışmanın ikiyüzlülük olduğunu
öğretin.
Bulunmaz hint kumaşı olmadıklarını; olsalar bile burun silinen
mendillerinde kumaştan yapıldığını; hiçkimseyi küçük görmemeyi
öğretin.

AMA ÖNCE KENDİ İÇİNİZDEKİ ÇOCUĞA ÖĞRETİN......

takvim


Make a Photo Calendar at bigoo.ws

Rudyard Kipling


Cevrende herkes sasirsa bunu da senden bilse sen akli basinda kalabilirsen eger
Herkes senden kusku duyarken hem kuskuya yer birakir hem kendine guvenebilirsen eger
Bekleyebilirsen usanmadan
Yalanla karsilik vermezsen yalana
Kendini evliya sanmadan kin tutmayabi
lirsen kin tutana
Duslere kapilmadan dus kurabilir yolunu saptirmadan dusunebilirsen eger
Ne kazandim diye sevinir, ne yikildim diye yerinir ikisini de vermeyebilirsen eger
Soyledigin gercegi buken duzenbaz kandirabilir diye saflari dert edinmezsen
Omur verdigin isler bozulsa da yilmaz koyulabilirsen ise yeniden dokup ortaya varini yogunu
Bir yazi turada yitirsen bile yitirdiklerini dolamaksizin dile bastan tutabilirsen yolunu
Yuregine sinirine dayan diyecek direncinden baska seyin kalmasa da herkesin birakip gittigi noktaya
Sen dayanabilirsen tek
Herkesle dusup kalkar erdemli kalabilirsen
Unutmayabilirsen halki krallarla gezerken
Dost da dusman da incitemezse seni
Ne kucumser ne de buyultursen cevreni
Her saatin her dakikasina emegini katarsan hakcasina
Her seyiyle dunya onune serilir
Ustelik oglum Adam Oldun demektir.

Rudyard Kipling

Bal kalbi koruyor
Kalp damarlarının açılmasına ve kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı olan balın kalbi korumada etkili olduğu bildirildi.
Balın içerdiği glikozun kalp kaslarını beslediğini ve kalp kaslarının metabolizma işlevini düzenlediğini, dolayısıyla kalp damarlarının açılmasına ve kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı olduğunu belirten uzmanlar, her gün 50-75 gram tüketilen balın kalbi korumada etkili olduğunu kaydetti. Balın kalın bağırsak enfeksiyonu, kronik kabızlık ve özellikle yaşlılarda ve hamile kadınlarda sık sık rastlanan kabızlığın giderilmesinde de etkili olduğunu vurgulayan uzmanlar, her gün sabah ve akşam olmak üzere aç karnına 25 gram bal yenmesinin, mide ve bağırsakların işlevlerini düzenlediğini ayrıca, mide ve 12 parmak bağırsağı ülserleri, mide ağrısı, sindirim sorunu, kronik mide enfeksiyonu gibi hastalıkların tedavisine de yardımcı olduğunu söyledi.
Enfeksiyonlara karşı etkili olan balın, yaraları iyileştirme ve sindirim sistemini güçlendirme gibi işlevlere de sahip olduğuna dikkat çeken uzmanlar, mideyi beslemek ve bağırsakları çalıştırmak isteyenlerin günde birkaç kez ballı muz yemelerini tavsiye etti.
Uzmanlar, balın akciğeri nemlendirme, öksürüğü giderme ve ağrıları dindirmenin yanı sıra vücutta sakinleştirici bir etki yaratarak, uykuya da yardımcı olduğunu kaydetti.

doğru söze ne denir :)

og mondi'den TANRI 'NIN MUHTIRASI ...



( OG MANDINO ; Dunyanin En Buyuk Mucizesi Adli Kitabindan)
Gonderilen : Sen
Gonderen : Tanri
Beni dinle.
Agladigini duyuyorum.
Sesin karanligi gecip, bulutlardan suzulup, yildizlarin isiginda parlayip, gunesin isiginda kalbimin yolunu buluyor.
Kapana kisilmis bir tavsanin cigligi, annesinin yuvasindan dusmus bir serce, bir golde umutsuzca cirpinan cocuk bana aci verir.
Seni duydugumu bil.
Huzurlu ol.
Sakin ol.
Acinin sebebini ve ilacini biliyorum ve sana kurtulusunu getiriyorum.
Yillar icinde dagilan cocukluk hayallerine agliyorsun.
Basarisizlikla yikilan ozguvenine agliyorsun. Harcanan yeteneklerine agliyorsun.
Aciyla kendine bakiyorsun ve havuzda gordugun aksine dehsetle sirtini donuyorsun.
Utancin kansiz gozleriyle sana bakan bu insanligin yuz karasi da kim ?
Tavrinin asaleti, bedeninin guzelligi, zihninin acikligi, dilinin zekasi ?
Kim caldi onlari ?
Hirsizin kim oldugunu biliyor musun, benim gibi ?
Babanin tarlasinda basini cimenden yastigina koydugunda ve bulutlar katedraline baktiginda, Babil ''in tum altinlarinin bir gun senin olacagini dusunmustun.
Kitaplardan okudukca, tabletlere yazdikca, Suleyman ''in tum bilgeliginin sana gececegine inanmistin.
Ve mevsimler yillara donusurken, kendi Cennet Bahce ''''nde yuce hukumdarligini surdurecektin.
O planlari, hayalleri, umut tohumlarini icine kimin ektigini hatirliyor musun ?
Hatirlayamazsin.
Annenin rahminden ciktigin ve benim elimi yumusak alnina dayadigim o ani hatirlayamazsin.
En iyi dileklerimin senin olmasi icin kulagina fisildadigim sirri hatirlayamazsin.
Sirrimizi hatirliyor musun ?
Hatirlayamazsin.
Gecen yillar, anilarini yok etti, zihnini korku, suphe, endise, nefretle doldurdu.
O canavarlarin barindigi yerde artik neseli anilara yer yok.
Aglama artik.
Ben seninleyim.
Ve bu an yasaminin donum noktasi.
Her sey, tipki annenin rahminde gecirdigin zaman gibi gecip gitti. Gecmis oldu.
Bugun sen, yasayan olu olmaktan kurtuluyorsun.
Bugun agzimi agzina koyuyorum, gozlerimi gozlerine, ellerimi ellerine ; ve etin sicak yine.
Bugun sana gelmeni emrediyorum. Mahserin mezarindan cikip yeni bir hayata baslayacaksin.
Bugun senin dogum gunun.
Bu senin yeni dogum gunun.
Ilk yasamin.
Tipki bir tiyatro oyunu gibi, oncekiler yalnizca provaydi.
Bu kez perde kalkti. Bu kez dunya izliyor ve alkislamak icin bekliyor.
Bu kez kaybetmeyeceksin.
Mumlarini yak.
Pastani kes.
Yeniden dogdun.
Kozasindan cikan bir kelebek gibi ucacaksin.
Diledigin kadar yuksekten uc.
Basinda benim elimi hisset.
Benim bilgeligime katil.
Dogarken duyup, unuttugun sirri, seninle yine paylasmama izin ver.
SEN BENIM EN BUYUK MUCIZEMSIN.
SEN DUNYANIN EN BUYUK MUCIZESISIN.
Bunlar duydugun ilk sozcuklerdi.
Sonra agladin.
Herkes agladi.
O zaman bana inanmadin.ve bu inancsizligini giderecek hicbir sey olmadi, bunca yildir.
En asagilik isleri bile beceremedigini dusunurken nasil bir mucize olabilirsin ?
En onemsiz sorumluluklarla yuklenmisken ve kendine guvenini kaybetmisken nasil bir mucize olabilirsin ?
Borc icine batmisken ve yarinki ekmegini nasil kazanacagini dusunerek uyuyamazken, nasil bir mucize olabilirsin ?
Yeter.
Olan oldu artik.
Oysa kac peygamber, kac bilge, kac sair, kac ressam, kac besteci, kac bilim adami, kac filozof ve mesih gonderdim, hepsi de ilahiliginden, tanrisal potansiyelinden ve basarinin sirlarindan bahsediyorlardi.
Onlara nasil davrandin ?
Hala seni seviyorum ve su anda bu kelimelerle seninleyim.
Tanri''''nin insanlarin yaralarini iyilestirmek icin elini ikinci kez onlarin uzerine koyacagini soyleyen peygamberi dogrulamak icin. Elim yine uzerinde.
Bu ikinci kez.
Sen benim kalintimsin.
Bunu soylemeye gerek yok, bilmiyor muydun, duymamis miydin, en basinda sana soylenmemis miydi ; dunyanin yaradilisindan anlamamis miydin ?
Bilmiyordun, duymamistin, anlamamistin.
Sana ozel bir eser oldugun soylenmisti ; sebepleri asil, sekil ve hareketleri etkili, hayranlik verici ve meleksi, Tanri gibi anlayisli.
Sana topragin tuzu oldugun soylenmisti.
Sana daglari bile oynatmanin sirri verilmisti, imkansizi basarmanin.
Sen kimseye inanmadin.
Mutluluk haritani yaktin, zihninin huzurundan vazgectin, zafere giden kaderinin yolundaki mumlari sondurdun, sonra tokezledin, kayip ve korkmus bir halde, kendine acimanin karanliginda, kendi yarattigin cehenneme dusene dek..
Agladin sonra.
Seni dusuren talihine kufur edip, gogsune vurdun.
Kendi miskin dusuncelerinin sonuclarini kabul etmedin, tembelliginin ve basarisizliginin sorumlulugunu yukleyecek bir gunah kecisi aradin.
Hemen de buldun.
Beni sucladin.
Engellerinin ,basarisizliginin, firsat bulamamanin Tanri ''nin istegi oldugunu haykirdin.
Yaniliyordun !
Elimizdekilere bir bakalim. Ilk once engellerine bakalim.
Araclarin olmazsa, yeni bir yasam kurmani nasil isterim ?
Kor musun ?
Gunesin dogup battigina sahitlik etmiyor musun ?
Hayir goruyorsun. ve gozlerine yerlestirdigim yuz milyonlarca alici, yapragin buyusunden, bir kar tanesinden, bir golden, bir kartaldan, bir cocuktan, bir buluttan, bir yildizdan, bir gulden, bir gokkusagindan ve ask dolu bir bakistan zevk almani sagliyor.
Hayir duasi et.
Sagir misin ?
Bir bebek sen duymadan gulup aglayabilir mi ?
Hayir.
Duyuyorsun.kulaklarina yerlestirdigim yirmi dort bin tel, agaclardaki ruzgarla titresiyor ; kayaliklardaki gelgitle, operanin hasmetiyle, bulbulun cigligiyla, oyun oynayan cocuklarin civiltisiyla ve "seni seviyorum" sozcukleriyle. Yine sukret.
Dilsiz misin ?
Dudaklarin ileri geri oynayip yalnizca tukuruk mu uretiyor ?
Hayir.
Konusabiliyorsun.diger hicbir yaratigimin yapamadigi bir sey bu.
Sozcuklerin sinirliyi sakinlestiriyor, umutsuza umut veriyor, vazgeceni heveslendiriyor, yenilmise destek veriyor, cahile ogretiyor.ve "seni seviyorum" diyor.
Tekrar sukret.
Sakat misin ?
Muhtac vucudun yer mi isgal ediyor ?
Hayir.
Hareket edebiliyorsun.
Sen ufak bir alana hapsolmus ruzgar ve dunya tarafindan rahatsiz edilen bir agac degilsin.
Gerinebilirsin, kosup dans edip, calisabilirsin, sana bes yuz kas, iki yuz kemik ve yedi mil sinir teli
verdim, hepsini ben ayarladim senin icin.
Yine sukret.
Sevilmiyor ve sevmiyor musun ?
Gece ve gunduz, yalnizlik mi sarmaliyor seni ?
Hayir. Artik degil.
Artik sirrini biliyorsun, sevgiyi alabilmek icin onu karsilik beklemeden vermelisin.
Kendini iyi hissetmek, tatmin olmak ya da gurur icin sevmek, sevmek degildir. Sevgi karsiligi beklenmeyen bir oduldur.
Bencil olmadan sevmenin artik basli basina bir odul oldugunu biliyorsun.
Sevgi karsilik bulmasa da kaybolmaz, verdigin sevgi sana geri doner, kalbini temizler ve yumusatir.
Bir daha sukret. Iki kere sukret !
Kalbin mi zayif ?
Kaniyor mu ya da yasamini surduremiyor mu ?
Hayir. Kalbin guclu.
Gogsune dokun ve ritmi hisset.
Kalbin saatlerce, gunlerce, gecelerce atiyor. Her sene otuz alti milyon vurus yapiyor.
Altmis bin damardan yilda alti yuz galon kan pompaliyor. Insanoglu asla boyle bir makine icat edemedi.
Tekrar sukret.
Bir cilt hastaligin mi var ?
Sen yaklasinca insanlar korkuyla kaciyorlar mi ?
Hayir. Cildin temiz ve bir harika, onu yalnizca sabunlaman ve ona bakman gerekiyor.
Zaman icinde tum celikler yipranir, paslanir ama cildine bir sey olmaz.
En guclu metaller bile kullanildikca yipranir, ama seni sardigim o tabaka yipranmaz.
Surekli kendini yeniler, eski hucreler yerini yenilere birakir.
Tekrar sukret.
Cigerlerin mi kirli ?
Yasamin nefesi vucuduna girerken zorlaniyor mu ?
Hayir. Yasama acilan lombarlarin kendi yarattigin en pis ortamlarda bile sana destek oluyor ve sana yasam veren oksijeni getirip vucudunu artik gazlardan arindiriyorlar.
Bir daha sukret.
Kanin zehirli mi ? Su ve cerahatle mi dolu ?
Hayir. Kaninin icinde yirmi iki trilyon kan hucresi, her hucrede milyonlarca molekul ve her molekulun icinde, her saniyede on milyon defadan fazla titresen bir atom var.
Her saniye iki milyon kan hucren oluyor, yerine iki milyon yeni hucre geliyor ve bu dogdugun gunden beri oluyor. Her zaman icinde olan, simdi disinda da oluyor.
Bir kez daha sukret.
Aklini kullanamiyor musun ?
Artik kendi kendine dusunemiyor musun ?
Hayir. Beynin evrendeki en karmasik yapi.
Biliyorum. Icinde on uc milyar sinir hucresi var, dunyadaki insan sayisindan cok daha fazla.
Her gordugunu, her sesi, her tadi, her kokuyu, her hareketini dogdugundan beri dosyaliyor. Hucrelerinin icine, bin milyar protein molekulu yerlestirdim.
Yasamindaki her olay yalnizca hatirlanmayi bekliyor orada. Ve beynine vucudunun kontrolunde yardimci olsunlar diye, vucuduna dort milyon aci hissini saglayan yapi, bes yuz bin dokunma detektoru ve iki yuz binden fazla isi detektoru koydum.
Hicbir devletin altini senden daha iyi korunmuyor.
Hicbir antik harika senden daha yuce degil.
Sen benim en iyi eserimsin.
Icinde, dunyanin en buyuk sehirlerini yok edebilecek ve yeniden kurabilecek gucte atom enerjisi var.
Fakir misin ?
Cuzdaninda hic altin ya da gumus yok mu ?
Hayir. Sen zenginsin.
Simdi servetini birlikte daha iyi hesapladik.
Listedekileri tekrar say ve iyice ogren.
Neden kendine ihanet ettin ?
Neden tum hayir dualarinin elinden alindigini dusunup de agliyorsun ?
Neden gucsuz olduguna ve hayatini degistiremeyecegine inanarak kendini aldatiyorsun ?
Yetenegin, duyularin, zekan, zevklerin, icgudulerin, hislerin ve onurun yok mu?
Umudun yok mu ?
Neden golgelerde surunuyorsun, cehennemin rutubetine cagrilmayi bekleyen yenik bir dev gibi ?
Cok seyin var. Hayir dualarin bardagindan tasiyor.
Onlari sana oyle bir comertlik ve siklikla verdim ki luks icinde simarmis bir cocuk gibisin, onlarin farkinda degilsin.
Cevap ver bana.
Kendine cevap ver.
Yasli, hasta, sakat, muhtac ama zengin bir adam, senin hafife aldigin o kutsalliga sahip olabilmek icin, kasasindaki tum altini verirdi.
O halde, mutluluk ve basarinin ilk sirrini ogren.
Bu senin hazinen, bugunden baslayarak yeni ve daha iyi bir gelecek kurmana yarayacak arac gerec.
O yuzden simdi sana diyorum ki sukretmen gerekenleri gor ve simdiden benim en buyuk eserim oldugunu bil.
Bu yasayan bir olu olmaktan kurtulmani ve dunyanin en buyuk mucizesini gerceklestirmeni saglayacak ilk kural.
*Yoksulluk icinde ogrendigin derslere sukret.
Cunku az seyi olan, fakir degildir ; yalnizca cok isteyen fakirdir.
Gercek guvenlik insanin sahip olduklarinda degil, sahip olmadiklarindadir.
Basarisizligina sebep olan engellerin nerede ?
Onlar yalnizca senin zihnindeler.Sukretmen gerekenleri gor.
*Ikinci kural da birinciye benziyor.
Nadideligini ilan et !
Kendini ufak tefek seylerle ugrasmaya mahkum ettin ve orada basarisizligini affedemeyerek, kendi nefretinle kendini yok ederek, kendini cezalandirarak, kendine karsi ve baskalarina karsi isledigin suclardan igrenerek oylece yatiyorsun.
Saskin degil misin ?
Sen kendini affedemezken, benim seni nasil olup da affettigimi, gunahlarini ve acinacak halini nasil bagisladigimi anlayamiyorsun.
Simdi sana uc neden sayiyorum. Bana ihtiyacin var. S
en siradanligin gri yigini icinde, yok olusa dogru giden bir hayvan surusu degilsin.
Ve sen bir nadidesin !
Rembrandt''in bir resmini, Degas''in bronz bir heykelini, Stradivarius''un bir kemanini ya da Shakespeare''in bir oyununu dusun. Bu kadar degerli olmalarinin iki nedeni var. Onlarin yaraticilari ustalardir ve sayilari azdir. Ayrica onlarin bir esine rastlamak mumkundur.
Bu yuzden sen dunya uzerindeki en degerli hazinesin, cunku seni kimin yarattigini biliyorsun ve sen yalnizca bir tanesin.
Dunya kuruldugundan beri, senin tipatip aynin bir kisi daha olmamistir. Dunyanin sonu gelene kadar da asla, senden bir tane daha olmayacaktir.
Ozelliginin ve tekliginin hicbir zaman farkina varmadin. Yine de dunyadaki en nadide varliksin.
Yuce ask aninda babandan sayisiz ask tohumu akti, dort yuz milyondan fazla. Hepsi, annenin icinde yuzerken oldu.
Bir tanesi haric ! Sen.
Annenin sevgi dolu sicakliginda yasadin, diger yarini, annenden tek bir hucre, iki milyon tanesi ancak bir mese palamudunu dolduracak kadar ufak bir hucre arayarak. Yine de sen tum imkansizliklara ragmen o karanlik ve felaket okyanusunda yasadin, o olumsuz hucreyi buldun, onunla birlestin ve yeni bir yasama basladin.
Senin yasamina.
Sen geldin, her cocuk gibi, henuz insandan umudumu kesmedigim mesajini getirdin.
Iki hucre bir mucizede birlesti. Ikisinde de yirmi uc kromozom ve her kromozomda yuzlerce gen olan, her biri gozlerinin renginden, davranislarina, beyninin olcusune kadar senin ozelliklerini tasiyan iki hucre.
Tek buyrugumla, babanin dort yuz milyon sperminden biriyle, annenin ve babanin kromozomlarindaki yuzlerce genden birini birlestirip, her biri digerinden farkli, uc yuz bin milyar insan yaratabilirdim.
Ama kimi yarattim ?
Seni !
Tek bir tur. En nadide. Paha bicilmez bir hazine.
Zihni, konusmasi, gorunusu, hareketleri, davranislari yasamis, yasayan ve yasayacak hic kimseye benzemeyen.
Bir kralin hazinesine bedelken, kendini niye kurusla olcuyorsun ?
Seni asagilayanlari neden dinledin ?
Daha da kotusu onlara neden inandin.
Artik nadideligini karanlikta saklama. Onu goster. Dunyaya goster.
Kardesinin yurudugu gibi yurumeye, liderinin konustugu gibi konusmaya, vasatlarin calistigi gibi calismaya calisma.
Bir baskasinin yaptigini yapma. Asla taklit etme. Seytani taklit eden ornegi asar, iyiyi taklit eden yetersiz kalir. Kimseyi taklit etme. Kendin ol. Nadideligini dunyaya goster ve onlar seni altinla yikasinlar. Iste bu da ikinci kuraldir.
Hicbir engelin yok. Sen siradan degilsin. Kendini aldattigini kabul et.
Siradaki sikayetin ne ?
Hic mi firsat cikmiyor onune ?
Ogudumu dinle.
Hepsi gececek, cunku sana her turlu iste, basarinin kuralini veriyorum.
Yuzyillarca once bu kural atalarina bir dagin tepesinde verilmisti. Bazilari kurala uydu ve yasamlari mutlulugun meyveleriyle, basariyla, altinla ve huzurla doldu.
Cogu dinlemedi, buyulu yollara basvurdular, garip yollara girdiler, ya da yasamin zenginliklerine kavusmak icin sans denen seytani beklediler. Umitsizce beklediler. tipki senin gibi, sonra agladilar, senin agladigin gibi, sanssizliklarini bana baglayarak.
Kural basit. Genc ya da yasli, dilenci ya da kral, siyah ya da beyaz, erkek ya da disi. hepsi sirri kendi yararlarina kullanabilirler. Basarinin tum o kurallari, sozleri, yazilari icinde yalnizca bir metot hic basarisiz olmamistir. Onunla bir mil gitmek icin caba gosteren, iki mil gider.
*Bu, ucuncu kural. bu zenginlikler yaratan ve ruyalarindan bile daha oteye giden bir sir. Bir mil daha git !
Basarinin tek yolu, senden beklenenden daha iyisini yapmaktir, isin ne olursa olsun.
Bu, dunya kuruldugundan beri her basarili insanin yaptigi seydir. Kendini siradanlasmaya mahkum etmenin yolu, yalnizca karsiligini aldigin kadarini yapmaktir.
Eger aldigin gumusten fazlasini vermissen, aldatildigini dusunme. Verdigin guzelliklerin bir terazisi vardir ; eger bugun karsiligini almazsan, yarin mutlaka on katini alirsin.
Siradanlik bir mil bile gitmez, neden kendimi aldatayim diye dusunur. Ama sen siradan degilsin. Bir mil daha ilerlemek kendi rizanla elde edecegin bir ayricaliktir.
Yapamazsin, onu engellememelisin.
Eger birakirsan, digerleri kadariyla yetinirsen, basarisizliginin tek suclusu sen olursun.
Sebep ve sonuc, arac ve hedef, tohum ve meyve, bunlar ayrilamaz. Sonuc sebepten dogar ; hedef, araclarin icinde vardir ve meyve her zaman tohumundadir.
Bir mil daha git.
Takdir bilmeyen biri icin calistigini dusunup kendine dert etme. Ona daha fazla hizmet et. Ve onun yerine birak alacakli oldugun ben olayim. O zaman bileceksin ki her dakika her verdigin ekstra hizmet benim tarafimdan karsiligini bulacaktir.
Odulun zamaninda gelmeyecek diye endiselenme. Odeme ne kadar gecikirse, senin icin o kadar daha iyi.
Basariyi cagiramazsin, ancak onu hak edersin , ve artik onun az bulunan odulunu almanin sirrini biliyorsun. Bir mil daha git.
Sen benim en buyuk mucizemsin.
Sen dunyanin en buyuk mucizesisin.
Basari ve mutlulugun uc kurali var.
Sukretmen gerekenleri gor !
Nadideligini ilan et !
Bir mil daha git !
Sabirli ol.
Bunlar goz acip kapayincaya kadar olmaz. Zorluklarla kazandiklarin elinde daha uzun sure kalir.
Yeni hayatina baslarken korkma. Her soylu basari, risklerini de beraberinde tasir. Birini kazanmaktan korkan, daha fazlasini hic kazanamaz.
Artik bir mucize oldugunu biliyorsun, ve mucizede korku olmaz. Gururlan. Sen dikkatsiz bir yaraticinin bir laboratuardaki deneyinin urunu degilsin. Anlayamadigin guclerin esiri degilsin. Sen yalnizca benim gucumun ozgur bir disa vurumunun, yalnizca benim sevgimin urunusun.
Sen bir amacla yapildin. Elimi hisset. Sozlerimi duy.
Bana ihtiyacin var. ve benim de sana.
Yeniden insa edecegimiz bir dunyamiz var. Bunun icin bir mucize gerekiyorsa bundan bize ne? Her ikimiz de mucizeyiz ve simdi birbirimize sahibiz.
Seni dev bir dalgadan alip, caresizce kumlara carptigim gunden beri sana olan inancimi hic kaybetmedim. Zamani olcmeye kalkarsan, bu bes yuz milyon yil onceydi. Otuz bin yil once kusursuzluga ulasana dek, bir cok model, sekil, olcu denedim.
Bunca yildir seni duzeltmek icin hic caba sarf etmedim.
Bir mucize nasil duzeltilebilir ki?
Sen bir mucevherdin ve ben de memnun olmustum.
Sana bu dunyayi ve hakimiyetini verdim. Sonra tam potansiyeline ulasman icin, bir kez daha sana elimi verdim, evrendeki hicbir yaratiga bahsedilmeyen gucler verdim.
Sana dusunme gucu verdim.
Sana sevme gucu verdim.
Sana secme gucu verdim.
Sana gulme gucu verdim.
Sana hayal etme gucu verdim.
Sana yaratma gucu verdim.
Sana plan yapma gucu verdim.
Sana konusma gucu verdim.
Sana dua etme gucu verdim.
Seninle sinirsiz bir gurur duyuyorum.
Sen benim son eserimsin, benim en buyuk mucizemsin.
Tam bir yasayan varlik. Her iklime, her gucluge, her zorlamaya uyum saglayabilen. Benden yardim beklemeden kendi kaderiyle basa cikabilen. Kendisi ve insanlik icin en iyiyi, icguduleriyle degil dusunceyle gosterebilen. Boylece, basari ve mutlulugun dorduncu kuralina geldik ; hicbir melegime vermedigim bir guc bu.
Sana secme gucu verdim.
Bu armaganla seni meleklerimden de ust seviyeye koydum ; cunku meleklerin gunahi secme haklari yoktur. Sana kaderinin tum kontrolunu verdim. Kendi ozgur iradenle kendi yaradilisinin dogasini belirlemene izin verdim. Ne cennete ne de dunyaya ait olmak zorundasin, kendini istedigin sekle sokmakta ozgursun. En dusuk yasam bicimini benimsemekte ozgursun, ya da ruhunun degerlendirmesiyle, en yuce formda yeniden dogabilirsin ki onlar ilahidir.
Senin yuce gucunu, secme gucunu elinden almadim hic.
Bu inanilmaz gucle ne yaptin ?
Kendine bak. Yasaminda yaptigin secimleri dusun ve hatirla, simdi o aci anlari yasamamak icin bir sansin daha olsaydi, dizlerinin uzerine cokerdin.
Gecmis gecmistir. Simdi dorduncu buyuk kurali biliyorsun, mutluluk ve basarinin dorduncu kuralini.
Secme gucunu akillica kullan.
Sevmeyi sec.nefreti degil.
Gulmeyi sec.aglamayi degil.
Yaratmayi sec.yok etmeyi degil.
Azmi sec.vazgecmeyi degil.
Yuceltmeyi sec.dedikoduyu degil.
Iyilestirmeyi sec.yaralamayi degil.
Vermeyi sec.ertelemeyi degil.
Buyumeyi sec.bozulmayi degil.
Dua etmeyi sec.kufretmeyi degil.
Yasamayi sec.olmeyi degil.
Artik sanssizliklarinin benim istegime bagli olmadigini biliyorsun, tum guc senin icindeydi ve seni insanliktan cikaran davranislarin ve dusuncelerin senin yaptiklarinin sonucuydu, benim yaptiklarimin degil.
Senin kucuk dogan icin benim guc armaganlarim cok fazlaydi. Artik buyudun, akillandin ve topragin meyveleri senin olacak.
Sen harikaliklarla dolusun. Potansiyelinin siniri yok.
Yarattiklarimin icinde senden baska kim atesi buldu ?
Kim yercekimi kanununu kesfetti, gokyuzunu delip gecti, hastaliklara sifa buldu?
Bir daha asla kendini asagilama.
Hic bir zaman yasamin kirintilariyla yetinme.
Bugunden itibaren asla yeteneklerini gizleme.
Bugunden zevk al.ve yarindan, yarinlardan.
Sen dunyanin en buyuk mucizesini gerceklestirdin.
Sen yasayan bir olu olmaktan kurtuldun.
Artik asla kendine acimayacaksin ve her yeni gun senin icin basari ve nese olacak.
Sen yeniden dogdun.Daha once oldugu gibi, basarisizlik ve mutsuzlugu ya da basari ve mutlulugu secebilirsin. Secim senin. Secim tamamen senin.
Ben ancak, onceki gibi, izleyebilirim.gururla.ya da aciyla. O halde, mutluluk ve basarinin dort kuralini animsa.
*Sukretmen gerekenleri gor.
*Nadideligini ilan et.
*Bir mil daha git.
*Secme gucunu akillica kullan.
Diger dordunu gerceklestirebilmek icin, bir sey daha yap.
Her seyi sevgiyle yap.kendini severek, baskalarini severek ve beni severek.
Gozyaslarini sil. Uzanip elimi tut ve dik dur.
Bugun sana su bildirildi ;
Sen Dunyanin En Buyuk Mucizesisin

mutlu çocuk için...



Anne babanın çocuğuna verebileceği en güzel hediye "mutlu olma kapasitesi". Çocuğunuza, ruhunu hayatı boyunca besleyecek "pozitif bakış açısı" kazandırın. Bu çocukları, kendinden emin, optimist ve başarılı yapıyor.

İşte şu basit yolları deneyin...
1- Derslere, kurslara ara verip çocuğunuzla bire bir vakit geçirin. Onunla beraber yerde oturup yap boz yapın, mutfakta beraber omlet yapın, banyo yapmadan önce beraber yüzünüzü boyayın, parkta beraber kaydıraktan kayın.

2- Değer yargılarını geliştirin. Ona sorumlulukları olan değerli bir vatandaş olduğunu aşılayın. Etrafındaki insanların hayatında fark yaratacak kapasitede olduğunu gösterin. Mesela kullanmadığı oyuncakları beraber biriktirip, bir derneye bağışlayın. Eski gazeteleri biriktirmeyi, geri dönüşümü ona onun dilinde anlatın.

3- Aktivitelerde ona katılın, beraber bisiklete binin, beraber yüzmeye gidin, hem onu teşvik edersiniz hemde bol bol spor yapmış olursunuz.

4- Espri yapın, fıkralar anlatın, arada bir birbirinize takılın, bol bol gülün, gülmek daha fazla oxsijen solumanızı sağlar.

5- Çocuğunuzu iyi bir iş yaptığında tebrik edin, ona hangi konularda başarılı olduğunu açıkça anlatın. Mesela ödevini bitirdiğinde "resminde kullandığın renkleri çok beğendim ..." gibi detay verin. Yaptığı proje hakkında konuşun. Çocuğunuzu hediye ile değil övgülerle ödüllendirin.

6- Çocuğunuzun iyi yemek yemesine özen gösterin. Yemek aralarında yoğurt, meyva ve bol su verin. Yemek yemez diye öğün araları çocuğunuzu aç bırakmayın, hem piskolojisini etkiler hem de kilo kaybına neden olur.

7- Çocuğunuza hayal gücünü kullanabileceği oyunlar yaratın. Resim yapmak hem hayal gücünü geliştirecektir hemde yaptığı resimden dolayı tatmin hissi doğacaktır.

8- Günde 4 kere çocuğunuzu kucaklayın, 8 kere öpün, 16 kere ona gülümseyin. Tüm bunlar size kat kat geri dönecek.

9- Çocuğunuzu dinlemesini öğrenin, lafını yarıda kesmeyin, başka bir işle ilgileniyorsanız, bırakın ve ona konsantre olun. Söylediği şeylerin önemli olduğunu onu dinleyerek gösterebilirsiniz. Bırakın aynı şeyleri tekrar etsin, siz hep aynı dikkatle dinleyin.

10- Mükemmeliyetçiliği bırakın. Çocuğunuzun yarıda bıraktığı bir işi bitirmeye veya düzeltmeye çalışmanız onun kendine güvenini sarsar. Masayı silerken atladığı köşeyi tekrar silmeniz veya beraber diktiğiniz saksıyı düzeltmeniz ona yaptığı işin iyi olmadığı hissini verecektir. Bir daha çocuğunuzun yaptığı işi düzeltmek için elinizi uzattığınızda düşünün ! Eğer yaptığı iş tehlike yaratmıyorsa, sağlığa zararlı değilse elinizi geri çekin.

11- Karşılaştığı güçlükleri kendi başına aşmasını öğretin. Ayakkabı bağlarını yavaşta olsa bekleyin kendi bağlasın, çamaşırları asmanızda yardım etmek istiyor, beraber asın. Merdivenlerden kendi inmek istiyor, önünde yürümek şartıyla bırakın insin. Üstünden gelemeyeceği bir problemle karşılaştığında size problemi anlatmasını söyleyin ve çözümüne beraber karar verin.

12- Sevdiği şeyleri yapmasına izin verin, gereksiz kısıtlama enerjisini ve heycanını dışa atmasını engeller buda ona sıkıntı verir. Unutmayın... oyuncaklarını toplamayı öğrenmesi için önce dağıtabilmesi lazım.

Anne Baba Olmanın 29 Yolu


Bütün acıyan yerleri öpün.

Parklara çocuğunuzla gidip beraber sallanın.

Anne ve babaların da hata yapabileceğini gösterin, yeri geldiğinde ondan özür dileyin.

Çocuğunuzun, yanınızda olmadığı anlarda onu ne kadar sevdiğinizi, özlediğinizi açıkça belirtin.

Çocuğunuzu bir meyve, sebze bahçesine götürüp, meyveleri ya da sebzeleri kendisinin kopartmasına izin verin, bunun yanında meyve, sebzelerin ne şekilde büyüdüklerini, hangi ağaçlara sahip olduklarını gösterin.

Birlikte gazete, dergi okumaya çalışın, eğer okuyacak düzeydeyse bırakın onun komik, okumasıyla zevk almaya çalışın.

Eğer koşmaktan zevk alıyorsanız, onun yanınızda bisikletle eşlik etmesine izin verin.

Ben sana demiştim demek yerine, olmadığına üzüldüm canım ya da bir keresinde bana da aynısı olmuştu ya da biliyorum bu senin için çok zor tatlım gibi sözler söyleyin.

Çocuğunuzun yaptığı resimleri, karalamaları duvara yapıştırın ya da çerçeveye koyup odasına koyun.

Çocuğunuzu aile içindeki haberlere, olaylara, yakın tutmaya çalışın böylece çocuğunuz kendisini bu ailenin parçası olarak hissedecek, ileride sizinle olayları paylaşmakta zorlanmayacak.

Çocuğunuzu duygularını söylemesine alıştırmak için onu devamlı destekleyerek, yanıt verin. Mesela, onun teşekkür etmesi gerektiğinde, siz öne atılıp, ikimiz birden size teşekkür ediyoruz deyin.

Çocuğunuzla birlikte mutfakta beraber bir yemek hazırlayın, sonra da oturup ikiniz birlikte yiyin, pizza, makarna, sandviç gibi pratik şeyler.

Çocuklarınızla oynarken, eğitimli olmalarına da dikkat edin.

Çocuğunuzun odasını onun seçeceği renklere ve dekorasyona göre olmasına dikkat edin, eğer özel bir oda hazırlayamayacaksanız, onun istediği renk, biçimde olması gibi ufak detaylarla onun olduğu hissini verebilirsiniz.

Çocuğunuz için, yılda bir kere olmak üzere, güzel bir doğum günü hazırlayın, onun sevdiği renklerden pasta, güzel hediyeler, şarkılar.

Birlikte oturup video izleyin.

Çocuğunuzla birlikte bir vazoya çiçek yerleştirin, birlikte çiçekleri seçip, yaprakları ayırıp, boylarını kesip, birlikte renklerine ve çiçek çeşitlerine göre bir düzen yapın.

Çocuğunuzun, iyi bir insan olmasına yardımcı olun, (teşekkür ederim, beni rahatsız etmeden telefon konuşması yaptırdığın için, gibi.)

Çocuğunuz için çocuk dergilerine üye olun.

Onun resim yapmasına, oyun oynaması için bir kutuda boya kalemi, kağıdı, uhu, çocuklar için özel makas bulunduran bir kutu hazırlayın.

Çocuğunuzun arkadaşlarını eve özel olarak çağırıp, onlar için kurabiye, meyve suyu hazırlayıp, onlara güzel çocuk kasetleri videoya koyup güzel bir zaman geçirmesini sağlayın.

Çocuğunuza asla tutamayacağınız sözlerde, vaatlerde bulunmayın, söz verirseniz mutlaka yerine getirmeye çalışın.

Bazen sizin yatak odanızda uzanıp televizyon izleyin, onun istediği bir şeyi yaparak onu da sizin özel odanıza dahil edin.

Özel günlerin önemini birlikte karşılayın, sizin doğum gününüz, onunki, bayramlar, yılbaşı, bu gibi özel günlerin gelmesini beklemesine yardımcı olur.


Vicki LANSKY

sonsuzluk yolculuğu

Sonsuzluk Yolculuğu


Muhammed Bozdağ
Nesil Yayınevi;
Nisan 2005, 14x20, 250 sayfa, Türkçe, K.Kapak.
ISBN No: 9752690823

http://www.kisiselbasari.com



Uzay/zaman, yokluktan nasıl doğuyor? Evren nasıl yönetiliyor? Madde duvarının arkasında hangi paralel evrenler gizlendi? Evren nasıl başladı ve nasıl sonlanacak? Dünyanın ne kadar ömrü kaldı?

İnsan neden önemlidir? Geleceğimizi ne tür maceralar bekliyor? Gerçek mutluluğun sırrı nedir? Gönüllerimizdeki duygular ve vücut tasarımlarımız nereden geliyor?

Zamanlar ve mekanlar ötesine nasıl gidilir? Diriliş yollarında neler yaşayacağız? Cennetin çok mekanlı eş zamanlılığı nasıl bir yaşama biçimidir?

Bu kitapta, bilimin ve dinlerin üzerinde durduğu en temel soruların cevaplarını bir arada bulacaksınız. Varoluşunuzun anlamını keşfedeceksiniz. En zor konuların en umulmadık anlaşılırlıkta ele alındığını göreceksiniz.

Mevlana, Arabi gibi tasavvuf öncülerinin asırlar önce açıkladıkları sırları bilimin yeni irdelediğini fark edeceksiniz. Bu kitap hayatınıza şaşırtıcı ilkler katacak.

Hayat bazen karanlık da görünse, coşkulu bir gelecek erdemlileri bekliyor. Geleceğinizi dünyadaki seçimleriniz belirleyecek. Gerçek huzuru ve güvenliği arıyorsanız, serüveninize sonsuzluktan bakmalısınız.
******************************************************************

Muhammet Bozdağ:
Ben insana sonsuzluk yolcusu gözüyle bakıyorum. Hayat dünyada başlamadı ve dünyada son bulmayacak. Elest yurdundan başlatılan yaradılışımızdan sonsuzluğa uzanan yollarda inanılmaz maceralar yaşayacağız. Benim anlayışımdaki kişisel gelişim, evrenin Sahibinin dostluğu esasına dayanan yetenek, üretim, iletişim gelişiminin karışımıdır. Bu açıdan bakıldığında en büyük başarı yüksek kişilik geliştirmek olacaktır. Ben şahsen bu yolda çalışkanlığımı geliştirmeyi, zeka, hafıza, iletişim gibi becerilerime yatırım yapmayı çok önemsiyorum. Böylesi bir kişisel gelişim anlayışını ifade eden, "kişisel gelişim" ülkemizde popülerleşmeden önce de vardı. Hayat bir gelişim yolculuğudur bildiğiniz gibi… Eskiden usta çırak ilişkileri içerisinde çırağın gözlemi ölçüsünde yaşanan bir gelişim süreci vardı.

Şimdi ustalar deneyimlerini transfer etmenin etkili yollarını arıyorlar. Başarının yolları hiç bu kadar yazılı kültüre transfer edilmemişti. Sorduğunuz anlamda ilk okuduğum kitapların Dale Carnegie'nin iletişimle ilgili meşhur eserleri olduğunu söyleyebilirim.

Başarı, yetenek ve donanım gelişimi bireysellikte hapsedilirse yalnızlaştırır; rekabetçiliğe dönüştüğü ölçüde ruhsal gerilimler üretir. Hayatın kendisi gelişimdir. Doğduğumuzdan beri yaptığımız bu değil mi? Bu sürece kişisel gelişim denilmesi çağımızın paketlemesidir. Son çağın bireyselleştirilen atomize insanlarının çok kolay benimseyebileceği bu kavramı araçlıktan amaçlığa dönüştürmenin zararını görürüz. Gelişim mutluluğun, erdemin ve sonsuzluğun aracı olduğu sürece değerli ve anlamlıdır.

ay- ay bebek


İlk kez anne baba olan ebeveynler mutluluk ve heyecan kadar endişe de duyarlar. “Bebeğim yeteri kadar uyuyor mu?”, “Boy ve kilosu normal mi?”, “Gerçekten gülüyor mu?”, “Bizi ne zaman tanıyacak?” gibi sorular anne babaları bebek büyüyene kadar meşgul eder.
Bu konuda anne babalara büyük görevler düşmektedir. Bebeğin fizyolojik ve psikolojik gelişimini yakından takip ederek onu sağlıkla büyütmek mümkündür.
Memorial Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Bahar Salihoğlu Kural'ın verdiği bilgilere göre, bebeğiniz doğduktan sonra endişeleriniz gün be gün artacak, bebeğinizi en sağlıklı ve doğru şekilde büyütmek için elinizden geleni yapacaksınız. Düzenli sağlık kontrolleri ya da sağlam çocuk izlemi ile bebeğinizin sağlıklı bireyler olana dek tüm büyüme ve gelişim basamakları çocuk doktorunuz tarafından takip edilecektir. Ama gelişimin ve büyümenin en hızlı olduğu ilk yılda bebeğinizdeki gelişmeleri ilk anne babalar fark eder. Bebekler kar tanesi gibidirler, hiçbiri birbirinin aynı değildir. Bu yüzden her bebeğin gelişimsel özellikleri birbirinden farklıdır. Bazı gelişme basamaklarına bebekler erken veya geç ulaşabilir. Ebeveynler kendi çocuklarını en iyi kendileri bilir, gelişim basamaklarını yakından takip edebilir.

Doğduğunda...

Bebeğin dış dünyaya alışmak için birkaç haftaya ihtiyacı vardır. Birkaç hafta rutin bir düzeni yoktur. Beslenme, uyku saatleri düzensizdir. Doğumdan hemen sonra daha hareketli olup birkaç gün sonra daha sessizleşebilir, sonrasında yine aktif olur.
Başlarını kontrol edemezler. Emme dürtüsü ile beslenirler. Vücudunu, kol ve bacaklarını eşit olarak hareket ettirebilir, 20-30 cm. ilerisini görebilir. Hareket eden cisimleri gözleri ile kısa mesafeden takip edebilir. Eli tutulursa, sıkıca kavrar. Sesin geldiği yöne doğru dönebilir. Onunla konuşulduğunda sakinleşir. Bebeğin 5 duyusu günden güne gelişir. Gülen yüzler, hoş, sakin sesler bebeğinizin ilgisini çeker. Annesinin kokusunu, sesini tanır.
Bu dönemde tüm bebekler büyürken sıcaklığa ve sevgiye ihtiyaç duyarlar. Onu kucağınıza alarak şımartmazsınız. Bebeğinizi sevgiyle, şefkatle sıkça kucağınıza alın. Bebeğiniz tutarken avuç içinizle başını destekleyin. Onu; sizin yüzünüzü görebileceği kadar yakın tutun. Onunla konuşun ve şarkı söyleyin. Parlak, değişik renkli objeler gösterin.

2-3'üncü Aylarda...

Onunla konuştuğunuzda ‘ agulama ‘ başlar. Size daha çok karşılık vermeye, ilginizi fark etmeye başlar. Size güler, sizi izler, yanından ayrıldığınızda tepki gösterir. Kucağa alınınca, ilgi gösterilince sakinleşir. Kadın- erkek seslerini ayırt eder. Sert konuşmalarla, sakin konuşmaları ayırır.
Objelere daha iyi odaklanır. Parlak cisimlere bakmayı tercih eder. İlk aylarda bebeklerin gözlerinde kayma normaldir. Kaymanın bu aylarda düzelmesi gerekir.
Baş kontrolü artık vardır, başını dik tutar. Yüzükoyun yatırınca, göğüs kafesine kadar gövdesini kaldırır. El ve parmaklarını keşfeder, ellerini dikkatle bakar. Elini tuttuğunuzda, sizin elinizi daha sıkı tutar.
Bu dönemde, bebeğiniz uyanık olduğunda yüzükoyun yatırın, boyun ve sırt kasları güçlensin.
Ses çıkaran, hareketli, renkli oyuncaklar alın. Avuçlayabileceği yumuşak oyuncaklar, çıngıraklar alın. Yatağının yanına kırılmayan ayna, yumuşak oyuncaklar, renkli kitaplar asın. Yüz yüze konuşun, şarkılar söyleyin, ismini kullanın. Gülümsemelerini, seslerini, mimiklerini taklit edin. Bebeğinizi sakinleştiren ses ve oyuncakları öğrenin.

4'üncü Ayda...

Bebekler bu ayda kendi etraflarında dönmeye başlarlar. Mutlu olduklarında daha çok ses çıkarırlarken, mutsuz olduklarında ağlar, kendilerini bu yolla ifade etmeye başlarlar. Diş çıkarma sıkıntıları başlayabilir. Elini sık sık ağzına götürecektir.
Bu dönemde, bebeğinize ilginizi gösterin. Onunla konuşun, şarkı söyleyin. Bazen sadece yüzüne bakıp gülümseyin. İkili ilişkinizin gelişmesine dikkat edin. Değişik sesler çıkaran oyuncaklar, ilgisini çekecek renkli objeler alın. Size özel “oyun zamanları” yaratın. Eline farklı dokularda oyuncaklar verin. Bebeğinizi sırt üstü yatırın , birlikte egzersiz yapın. Kollarını göğüs kafesi üzerinde çaprazlayın, tekrar açın. Bacaklarını ayak bileklerinden tutup yukarı- aşağı yavaş yavaş hareket ettirin.

6-7'inci Aylarda...

Bu aylarda önce destekli, sonra desteksiz oturmaya başlar. Mama sandalyesinde oturtmaya başlayabilirsiniz.
Kendi etrafında kolayca döner. El bilekleri üzerinde yüzükoyun durur. Oyuncaklara ilgisi artar. Oyuncağa uzanır, eli ve tüm parmakları ile istediği şeye uzanıp alır. Elindeki cisimleri, oyuncaklarını birbirine vurabilir. Bir elindeki cismi, diğer eline geçirebilir.
Onunla oynadığınızı anlar, karşılıklı ilişkiye daha çabuk girer. "Ce- e" yaptığınızda güler. Tek heceleri söylemeye başlar. Kendi ismini tanıyabilir.
Bu aylarda annesine bağlılığı artar, aile üyelerini tanır. Çocukları büyüklerden ayırır.
Ona şarkılar söyleyin. Kitap okuyun. Hayvanların çıkardıkları sesleri öğretmeye çalışın. Aynanın karşısına geçin, kendi görüntüsüne güler.. Müzik çalın, beraberce dans edin.

8-9'uncu Aylarda...

Artık yabancıları tanıyıp, yadırgayabilir. Şimdiye kadar topluluk içine rahatça çıkardığınız çocuğunuz, başkalarını görünce ağlayabilir. Mama, baba gibi heceleri söyler. Aynı sesleri sürekli tekrarlar ve daha fazla sesleri taklit edebilir.
Bu aylarda bir yerlerde tutunup, ayağa kalkabilir. Yavaş yavaş sıralamaya da başlayabilir. Yatar pozisyondan, oturur pozisyona kendisi geçebilir. Emekler, merdivenleri emekleyerek çıkabilir. Kollarının altından dik tutulunca adım atmak ister. Çevresindeki eşyalardan, objelerden zarar görmemesi için, evinizi güvenlikli hale getirmeniz gereklidir.

12'inci Ayda...

Artık bebeğiniz 1 yaşına geldi.. Bazı bebekler 1 yaşında yürüyebilir. Çoğu “ anne “, “ baba “nın anlamını bilir. Aileden insanlara bağlılık gösterebilir.
İnsanlarla oynamayı, oyuncaklarla oynamaya tercih eder. Onunla oyun oynayarak daha çok zaman geçirin. Hikayeler anlatın, şarkı söyleyin. Ona renkli çocuk kitapları okuyun. Diğer çocuklarla oynamasını sağlayın. Boya kalemleri alın, kalem tutmaya alıştırın. Renkli üçgen, kare, dikdörtgen şeklinde oyuncaklar alın. Yumuşak bir topla oyun oynayın.
Bu dönemde, eşyaları göstererek, isimlerini söyleyiniz. Tekrar ettikçe daha iyi öğrenecektir. Yeni şeyler öğrendikçe, onu yüreklendirin. Ona gülün, “ Aferin “ deyin.
Yaptığı şeylere çok fazla “ hayır “ demeyin. “ Hayır “ dediğinizde durması gerektiğini bilmeli, bu yüzden gerçekten gerektiği zaman kullanın. Onun her şeyi anladığını düşünüp, yapmaması gereken şeyleri neden yapmayacağını anlatın.

ŞİMDİ BURDA OLMAK VARDI

Çocuğunuzun sağlıklı kişilik gelişimi için ipuçları

12-36 Aylık Dönem
Bebeğiniz artık yürüyor, konuşuyor. Hatta belki de verdiği yanıtlarla sizi şaşırtıyor. Fiziksel ve psikolojik olarak onu yetiştirirken dikkat etmeniz gereken noktaları merak ediyorsanız bu bölümü tıklamanızı tavsiye ediyoruz.



12-36 Aylık Dönem >

Çocuğunuzun sağlıklı kişilik gelişimi için ipuçları

Çocuklar kişiliklerini çevrelerinde nelerden hoşlandıklarını, nasıl giyineceklerini, diğer insanlarla ve dünyayla nasıl bir ilişki içinde olmaları gerektiğini öğrenerek geliştiriyorlar. Çocuğunuzun kendi kişiliğini geliştirmesi için ona bu süreçte destek olmalı, onun davranış ve hareketlerinin farkında olup bunların ne anlama geldiğini bilmelisiniz.

Çocuklar kişiliklerini nasıl açığa vurur?

Çocuklar kişiliklerini; odalarını nasıl dekore ettikleriyle, seçtikleri arkadaşlarıyla, kıyafetleriyle, yemek seçimleriyle, aktivite seçimleri ve bunun gibi şeylerle belli ediyorlar. Çocuklar aslında kim olduklarıyla ilgili size ipuçları verirken aynı zamanda sizin beğendiğiniz özellikleri kendi kişiliklerine ekliyorlar. Çoğu anne baba çocuklarına soru sormaktan kaçınıyor. Oysa soru sormak ve çocukları dinlemek sağlıklı bir benlik kazanmaları için önemli bir faktör.

Unutmayın ki, duygusal farkındalık çocuğunuzun kim olduğunun farkına varmaktır ve ona küçük benliğini yeni bir form kazanmış kişiliğe dönüştürürken destek olmaktır. Bu destekle ona hayatında doğru kararları vermesine ve doğru seçimler yapmasına yardımcı olursunuz.

Sağlıklı kişilik gelişimi için ipuçları

● Çocuğunuzun davranışları ve hareketlerine dikkat edin bunlar size onu tanıtacaktır.
● Çocuğunuza neden belli bir konu seçtiğini, belli bir dergi ya da kitap okuduğunu veya neden belli oyuncaklarla oynadığını sorun. Ama bunu yargılamadan tarafsızca sorun.
● Ona katılmaktan hoşlanacağı aktivitelerin içerisinden seçme şansını tanıyın.
● Ona mantıklı yemek ve kıyafetler önerin.
● Kendi tercihleri hakkında iltifatlarda bulunun.
● Fikirlerini ve davranışlarını kontrol etmeden önerilerde bulunun.
● Kendi kişiliğinize güveninizden emin olunuz ve çocuğunuzun da kendi kişiliği oluşurken onu eleştirmeyin ve yargılamayın.
● Çocuğunuzun kişiliğini açığa çıkarak aktiviteler bulun. (örneğin kolâjlar çalışması yapabilirsiniz. Kendini simgelediğini düşündüğü resimleri kesip istediği düzende birleştirsin ve sonra odasının duvarına yapıştırsın.)
● Arkadaşlarıyla ya da ailesiyle bir parti düzenlesin. Bütün ayrıntıları ona bırakın. Örneğin ; yiyecekleri, müziği ve başka ne istiyorsa yapmasına izin verin.

Sağlıklı kişiliklere sahip olmak, çocukların kendilerini tanımaları ve hayattan ne beklediklerini ve istediklerini anlamaları için en önemli anahtardır.

http://parentzone.babyzone.com/development/moods/a2333 sitesinden derlenmiştir.

Çocuklarda Öz Saygıyı Geliştirecek 20 Yol

Çocuklarda Öz Saygıyı Geliştirecek 20 Yol

Çocuğa öz saygı kazandırma, çocuğun öğrenme, sevme ve yaratma yeteneğini güçlendirmektedir. Öz saygı, mutlulukla ve hayattaki başarıyla ilgilidir. Bazı düşünürlere göre öz saygı, tamamen aile sevgisiyle birlikte iyi bir eğitimin ürünüdür. New York'lu psikolog ve gençlik terapisti Prof. Dr. Barbara Berger'e göre öz saygı, çocuğun kendi kendisiyle gurur duymasıdır. Yüksek öz saygıya sahip olmak, çocuğun hem sevgi dolu hem de yetenekli olmasını sağlamaktadır. Çocuk, değerli olduğuna inanmalı, bir şeyler önermeli ve kendi kendisiyle ve çevresiyle barışık olmalıdır. Çocuğun sevgiyi ve yeteneğini hissetme derecesi, gelecekteki yaşamında onu her alanda etkileyecektir. Aynı zamanda da, çocuğun yaratıcılık yeteneğini, diğerleriyle ilişkisini ve başarılı olmasını belirlemede önemli bir faktör olmaktadır. Ebeveynler, çocuğun öz saygısının ilk temellerini oluştururlar. Çocuğun kendini sevgi dolu ve yetenekli hissetmesi için aileler neler yapabilir? İşte burada öz saygıyı geliştirecek 20 yol bulunmaktadır.

1

Şartsız Sevgi Göstermek
Çocuğunuz her ne yaparsa yapsın ona değer verdiğinizi ve kabul ettiğinizi bilmesini sağlayın. Ev ona göre için, risk ve tehlikelerle dolu dünyadan döndüğü zaman, sevgi için, emniyetli bir yakıt alma istasyonu gibidir. Mesajlarınız "Seni seviyorum - odanın kirli olmasına rağmen, kız kardeşin kadar atletik olmamana rağmen, notlarının çok iyi olmamasına rağmen, yaptıklarından hoşlanmama rağmen - hala seni seviyorum" olmalıdır. Onu hala sevdiğinizi göstermek ve çocuğunuzun yanlış davranışını düzeltmek için, onun doğru yaptığı bir şeyi görerek işe başlayabilirsiniz. Örneğin, odası karma karışıksa ve sadece yatağını toplamış ise ona "Gerçekten yatağını topladığına çok sevindim. Şimdi senden istediğim şey masanı temizlemen" diye ifade edin.

2

Sinirli Olmanızdan Sorumlu Olduğunu Belirtmek
4 yaşındaki çocuğunuz oyuncağını yatmakta olan kardeşinin beşiğine fırlattığı için sinirlisiniz. Onun böyle bir hareketinde sinirinizi ona nasıl aktarırsınız? Prof. Dr. Thomas Gordon'un önerdiği en basit mesaj "Ben" mesajıdır. "Sen kötü bir çocuksun!" ya da "Sen aptalsın!" yerine, "Sen böyle yaptığında, ben ............../............ hissediyorum","Sen oyuncaklarını attığında kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin" diyebilirsiniz. Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk dünyasına değil onun belirli davranışlarına yönelik olduğudur.

3

Açık İsteklerde Bulunmak
Çocuğunuzun ondan ne istediğinizi bilmesini sağlayın. Bu ona alternatif davranışları öğrenmesi için bir şans verecektir. Örneğin; "Oyuncaklarını kardeşinin beşiğine atmamalısın. Bunun yerine o uyandığında ona trenini gösterebilirsin" şeklinde bir açıklama yapılmalıdır. İstekleri ona açıkca belirtmek, ondan ne istediğinizi anlamasını kolaylaştıracaktır.

4

Dinlemeyi Öğrenmek
Çocukların duyguları, gözlemleri ve algıladıkları dinlenmeye değerdir ve böyle yapmak çocukların öz saygılarını artırmaktadır. Size bir şeyler söylemek istediğinde, gerçekten ona zaman ayıramayacaksanız uygun olmadığınızı ve ne zaman uygun olacağınızı söyleyin. Gordon'un bir başka tekniği olan "Aktif dinleme"de, çocuğunuzu yanınıza çağırıp onu duyduğunuzu ve onun ne söylemeye çalıştığını anladığınızı ifade edin. Mesela 7 yaşındaki bir kız çocuğu şöyle diyebilir:

Kız: "Baba sana çok kızgınım ve bir daha odama girmeni istemiyorum".
Baba: "Sen gerçekten çok kızgınsın öylemi hımm".
Kız: "Evet çünkü sen beni kaymaya götüreceğini söylemiştim ama artık çok geç".
Baba: "Oh, anladım. Çünkü seni dışarıda kaymaya götüreceğim konusunda söz verdim ve bu sözü tutmadım. Gerçekten üzgünüm. Çok geç vakte kadar çalıştım ve seni aramayı da unuttum. Bunu yarına alabilir miyiz?"

Aktif dinlemeyle aileler, olayları daha çok çocuğun gözünden görmeye başlamakta ve böylece çocuk da duygularına önem verildiğini anlamaktadır.

5

Çocuğun Duygularını Ciddiye Almak
Çocuğunuzun korkularını ve negatif duygularını onları reddetmektense ciddiye alın ve onları yenmesine ve kendi çözümünü bulmasına izin verin. Oğlunun canavarlardan korktuğunu öğrenen bir babanın yaklaşımı aşağıda verilmiştir.

Oğlan: "Baba yatağa gidemiyorum. Çünkü odamda canavarlar gizleniyor".
Baba: "Gel bakalım belki canavarlarla arkadaş oluruz. Canavarlar ne yemekten hoşlanıyor biliyor musun?".
Oğlan: "Belki tatlı, bisküvi seviyordur".
Baba: "Bu hoşlarına gidebilir. Gel canavarlara yemek koyalım. Canavarlara ne istediğini sor? Neden sormuyorsun?".
Oğlan: "İnsanları korkutmak istiyor".
Baba: "Neden?"
Oğlan: "Güçlü hissetmek için"
Baba: "Eğer onunla arkadaş olursan sana ne yapabilir?".
Oğlan: "Beni koruyabilir."
Baba: "Bana iyi bir arkadaş olabilir gibi geliyor ya sana?".
Oğlan: "Evet."

Bu diyalog sayesinde aileler, çocuğun duygularını ya da neye gereksinimi olduğunu öğrenmekte, çocuk artık canavarın kendisine fazla tesiri olmayacağını görerek daha pozitif düşünmektedir. En önemlisi de çocuğun canavara yansıttığı gücü kendine çevirmesidir.

6

Çocuğun Varlığını Kabul Etmek
Annelerin zaman zaman söylenmelerinin hatta jestlerle bile "keşke çocuk doğurmasaydım, o bir yük ve artık dayanamayacağım" diye ifade etmelerinin yanlış olduğu, özellikle bu gibi mesajlar sık sık tekrar edildiğinde çocuğun istenmediği ve kendisine değer verilmediği duygusuna kapılacakları uzmanlarca hatırlatılır. Bu durum özellikle evdeki yeni bebekle ilgili olmasına rağmen, annelerin bu yakınmaları uyumlu bir çocuğun bile istenmediğini düşünmesine neden olmaktadır. Böyle zamanlarda çocukların özel bir ilgiye ihtiyaçları vardır. Aileler yakınları tarafından desteklenmeli ve yaşantıdaki çocuğun varlığına değer verilmelidir.

7

Değerlendirecek Günlük Bir Şeyler Bulmak
Çocuklar kötü bir şey yaptıklarında ilgi çekmek, iyi bir davranışta bulunduklarında da onaylanmak istemektedirler. Yaptıkları, hergün yapılan sıradan bir şey bile olsa, değerini artıran yaptıklarının onaylanmasıdır. Çocukların sevgi ve yeteneklerini onlara hatırlatan bazı etkinlikler aşağıda sıralanmıştır.


  • Disiplin içermeyen tüm ailecek yenen bir akşam yemeği. Herkes o gün birbiriyle başardıkları, öğrendikleri veya hissettikleri güzel şeyleri paylaşabilir. Örneğin; "Okula zamanında gittim" veya "Bir kurbağa buldum". Ebeveynler de bu etkinliğe katılarak çocuklarının başarılarını onayladıklarını gösterebilirler. Sorunları olan çocuklara bu arada "Bugün seni müthiş bir şey yaparken gördüm. Ayakkabını giydin ve bağcıklarını kendin bağladın." diyerek teşvik edilebilir.
  • Yine yemekte, sırayla herkesle ilgilenilir ve diğerleri onun nesini sevdiğini, hoşlandığını ve takdir ettiğini söyleyebilir. Örneğin; "Senin öğrendiğin yeni şarkıyı çok seviyorum." veya "Bu sabah söylediklerin gerçekten beni etkiledi".
  • Çocuğunuzun odasına, banyodaki aynaya veya beslenme çantasına ufak kağıtlara çizilmiş küçük resimler ya da yazılmış sevgi mesajları konulabilir.
  • Çocuğunuzun yatağının baş ucuna onun yapmayı sevdiği bir etkinliği içeren (örneğin oyun oynadığı veya ata bindiği) ve ailenin topluca yer aldığı iki fotoğraf konulabilir. Böylece çocuk her gece becerikliliğini ve sevdiklerini hatırlayacaktır.

8

Çocukla Yalnız Vakit Geçirmek
Bir çok ebeveyn için zaman çok sınırlıdır. Bununla beraber uzmanlar her bir çocukla yalnız zaman geçirmenin çok önemli olduğunu belirtmektedirler. Bir pazar sabahı dışarıda kahvaltı edilebilir veya yemekten sonra parkta küçük bir yürüyüş yapılabilir. Zaman zaman onun seviyesine inip onun kuralları ve oyuncaklarıyla oynamak da yararlı olacaktır. Kardeşini kıskanan ve yeni doğan bebekten dolayı geri planda kalan çocuğunuzla yalnız zaman harcamak için çaba sarfetmelisiniz.

9

Çocuğun Bazı Şeyleri Kendisinin Yapmasına İzin Vermek
Ebeveynler genellikle çocuklarının yapmakta zorlandığı işleri üzerlerine alarak onlara yardımcı olduklarını düşünürler. Bu yardım, "Sen bunu yapamazsın. Sen yeterince iyi değilsin" mesajlarını verebilir, ki bu da çocuğun kendine olan saygısını azaltır. Çocukların bir işi başarmak için mücadeleye davet edilmeleri gerekmektedir. Ayrıca çocuklara, problemlerini çözmek ve kendi yeteneklerini keşfetmek için fırsatlar da verilmelidir. Yardım istediklerinde, ilk olarak, o işin üstesinden gelebileceklerine onları inandırarak cesaretlendirmek gerekir. "Hadi bakalım, şu elbiseni kendin düğmeleyebilecek misin görelim?" denilebilir. Ya da direkt olmayan tavsiyelerde bulunulabilir. Örneğin "Baş parmağını ilikten geçirirsen, daha kolay düğmeleyebilirsin".

10

Çocuğun Özel Eşyalarına Saygı Göstermek
Anne-babalar, sıklıkla çocuklarına verdikleri oyuncakların ve kitapların kontrolünü elde tutarlar. Örneğin; bir eşyasının atılmasına, çocuktan çok ebeveynler karar verir. Çocuğunuzun o oyuncakla oynama çağının geçtiğini düşündüğünüz halde, çocuğun ona hala ve belki de yıllarca ihtiyacı olabilir. Bu nedenle eşyalarını atmadan önce ona sormalısınız.

11

Çocuğun Düşüncelerine Saygı Göstermek
Çocuğunuzun herhangi bir konuda düşüncesini sormanız, onun duygularının, gözlemlerinin ve algılayışının değerli olduğunu düşünmesini sağlayacaktır. Partiye giderken ne giyeceğinizi ya da öğle yemeğinde ne yapabileceğinizi ona sorabilirsiniz. Tabii her zaman çocuğunuzla aynı görüşte olmayabilirsiniz. Ama ona neden, onun görüşünden farklı bir karara vardığınızın sebeplerini açıklarsanız, düşüncelerinin tamamen faydasız olmadığını anlayabilecektir.

12

Çocuğun Yeteneklerini Kabul Etmek
Her yeni beceri ve başarı, onun yetenekli olduğu düşüncesini kuvvetlendirmektedir. Ne kadar küçük olursa olsun her başarısı kabul edilmeli ve ona başarılı olacağı şeyler bulunmalıdır. Ayrıca ebeveynler, onlardan bazı şeyleri kendilerine öğretmelerini isteyebilirler. Yeni bir bilgisayar oyunu oynamayı veya bir sihirbazlık numarasını öğretmesi istenebilir, buradaki mesaj açıktır: "Sen yeteneklisin." Bazı şeyleri yaparken onun yardımı istenebilir. Örneğin; akrabalara hediyeler hazırlarken fikri alınabilir ya da bir çalar saat yardımıyla sabah kendi kendine uyanabilmekte yeterli olduğu gösterilebilir. Çocuğunuzun notları çok kötü olmadıkça, onun başka başarılarının ve çabalarının olduğunu kabullenmesi sağlanabilir. Örneğin; matematikte zayıfsa, fakat ödevlerine özen gösteriyorsa ya da sizden özel yardım istiyorsa, onun çabaları dikkate alınmalıdır. Ayrıca, akademik başarısı iyi olmayan bir çocuğun, atletik ya da artistik başarısı iyi olabilir. Onu bu yeteneklerinden dolayı övmek ve cesaretlendirmek gerekmektedir.

13

Çocuğun Tercihlerine Saygı Göstermek
Çocuğun kendine olan saygısını artırmanın bir yolu da, onun tercihlerini ve duygularını kabul etmektir. Ebeveynler, çocukları için eğlenceli veya yararlı olan etkinlikleri önerebilirler. Fakat onu ön yargılı davranmaya zorlarlarsa, çocuk kendisinin yeterince iyi olmadığı mesajını alacaktır.

14

Çocuklara Önemli Olanın Vücutları Olmadığını Öğretmek
Çocuklar büyürken, yüzlerindeki sivilcelerden veya çillerden rahatsız olmaktadırlar. Ebeveynler, onlara vücudun sadece bir paket olduğunu, gerçek hediyenin içeride olduğunu yani kişiliğin varlığını anlatmalıdırlar. Onların başlarına gelen bu tür problemlerin anlaşıldığı ve o yaşlarda başımıza geldiği, fakat bu tür şeylerin geçici ve kontrolümüz altında olduğu belirtilmelidir. Eğer çocukta kilo veya deri problemi varsa bile, onu nasıl görünürse görünsün sevdiğinizden emin olmasını sağlamalısınız. Eğer çocuk görünüşü ile ilgili bir şeyler yapmak istiyorsa ona yaşantısını değiştirmesini destekleyecek bir şekilde yardım önerilebilir. "Kilondan şikayet ediyor gibi bir halin var. Eğer ilgilenirsen, bu konuda yapabileceğin yeni bir şeyler duydum". Ama "Hayır, teşekkür ederim" cevabına da hazır olunmalıdır. Eğer kabul ederse, onu bir diyet ya da eksersiz programı takip etmesini sağlayarak destekleyebilirsiniz.

15

Çocuk İçine Kapanıksa Yardım Etmek
Çocukların bazı bozuk ya da sözel olarak rahatsız edici davranışları onların kendilerine saygıları hakkında ciddi mesajlar verebilir. Böyle zamanlarda ebeveynler, sevgiyi ve gerçekleri sunarak yardımcı olabilirler. Onları ciddi bir şekilde dinlemeli, ne demek istediklerini anlamalı ve sonra ne söylemek istediğinizi anlatmalısınız. Örneğin; çocuğunuz, "Ben çok aptalım, hiçbir şeyi doğru yapamıyorum" dediğinde, "Aptal olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama seninle aynı görüşte değilim. Belki, bazı şeyleri öğrenmek için daha çok zamana ihtiyacın var, ama biliyorum ki, sen de yeteneklisin. Hatırlasana, oyuncak kamyonunu nasıl da tamir etmiştin? Bu, yaratıcılığı gerektirir." diyerek cevap verebilirsiniz. Bazı ebeveynler, çocuğun güvenini tekrar kazanmasını sağlamak için kişilik özelliklerini kullanmada oldukça duyarlıyken bazıları da çok iyi bir dinleyicidirler. Tepki her ne olursa olsun, çocuk sevildiği ve yetenekli olduğu üzerinde durularak ikna edilmelidir.

16

Sevgiyi Fiziksel Olarak İfade Etmek
Ebeveynleri tarafından kucaklanma ve okşanma çocuklarda, kendine saygının gelişmesine yardım etmektedir. Çocuklar sözel olmayan davranışlara karşı çok duyarlıdırlar. Çocuklara "seni seviyorum" demekten çok sevgi, davranışlarla onları okşayarak belli edilmelidir.

17

Çocukla Göz Seviyesinde Konuşmak
Çocuklarla konuşurken, daima onlardan yüksekte olmamaya dikkat edilmelidir. Bu onun sadece kendini küçük hissetmesini sağlamakla kalmayacak aynı zamanda ebeveyn ve çocuk arasında büyük bir mesafe olduğuna inanmasına da yol açacaktır. Her zaman onunla konuşurken, yanına çömelerek ya da oturarak ya da onu sizin seviyenize çıkararak göz kontağı kurularak konuşulmalıdır. Bu daha yakın bir iletişimi sağlayacaktır.

18

Çelişkili Mesajlar Vermekten Sakınmak
Çelişkili mesajlar, ebeveynlerin sözleriyle başka, davranışlarıyla başka bir şeyi ifade ettiğinde ortaya çıkar. Örneğin; çocuğa, çok sinirli olarak yüzüne bakmadan "seni seviyorum" demeniz ya da korktuğunda, gece yanınıza gelebileceğini söyleyip geldiğinde kızmanız onu çelişkiye düşürebilir. Öncelikle çocuğa karşı dürüst olunmalıdır. Kızarken, kızgın olmadığınızı söylememelisiniz. Çocuğa model olunmalı, ona söylediğinizi siz de yapmalısınız. Fikir birlikteliklerinizi ifade etmeli ve verdiğiniz sözleri tutmalısınız. İstekleriniz ve kurallarınız açık olmalı, ne hissettiğinizi ya da ne düşündüğünüzü söylemelisiniz. Sözlerinizle vücut dilinizin birbirine uymasına dikkat etmelisiniz.

19

Duygularınızı Çocukla Paylaşmak
Ebeveynler, çocuklarıyla incinebilecekleri duygularını bile paylaştıklarında, onları kendi deneyimlerini ve duygularını kabul etmeye cesaretlendirmiş olacaklardır. Çocuklar, anne ve babalarının anılarını, eğlendikleri ve korktukları anları, nasıl karşılaştıklarını, çocukları olmasının nasıl bir şey olduğunu hikaye şekline getirdiklerinde anne ve babalarını daha yakından tanıyacaklardır. Aile hikayelerini çocuklarla paylaşma, kendi kökleriyle gurur duymalarını sağlayacaktır.

20

Her Çocuğun Tek Olduğu Üzerine Odaklanmak
Çocuklar hakkında özel şeyleri ebeveynler keşfetmeli ve onlara söylemelidir. Böyle yaparak duyarlı, şiirsel olan çocuğa yaratıcı olma ve kendini dile getirme fırsatı; oldukça uzun boylu bir kız çocuğuna yeni spor dallarının kapısını açma, kariyer ve moda fırsatı verilebilir.
Çocuklarda kendine saygıyı geliştirme, üstesinden gelinemeyecek bir iş değildir. İki önemli parçası olduğu- sevgiyi ve yeteneğini hissettirme - akıldan çıkarılmamalıdır. Ve tabii ki, her iki duyguyu besleyecek şekilde davranılmalı ve konuşulmaya çalışılmalıdır. Ebeveynlerin mükemmel olamadıkları ve en iyisini yapamadıkları zamanlar vardır. Fakat en önemlisinin, bir çocuğun sevgiyi düzenli aralıklarla alması olduğu unutulmamalıdır.

esinn

Funny Pictures

DUA